Şizofreni hastalarının ve ailesinin yaşam kalitesini arttırmak ve hastaları topluma
kazandırmak oldukça önemlidir. Şizofreni tanısı almış bireylerin tedaviye uyum sağlaması ve
yaşam becerilerini geliştirmesi için yapılabilecekleri bilmek gerekir. Öncelikle şizofreni
hastalarının varlığının farkında olunması ve toplumda yerlerinin olduğunu bilinmesi,
hastaların topluma kazandırılmasının ön koşullarından olmaktadır.

Bazen şizofreni hastaları normal yaşamlarına devam etmek için verdikleri zorlu mücadelelerinin yanında, duyarsızlık, acımasızlık, toplumdaki önyargı, şefkatsizlik ile de mücadele etmek zorunda
bırakılmaktadırlar. Hastalığın tam olarak tanınmaması sebebiyle, bu hastalar bazen aileleri
bazen de toplum tarafından izole edilmektedirler. Bu yüzden şizofreni hastaları kendilerini
yalnız hissederler ve günlük yaşamlarına devam etmekte zorluk yaşarlar.
Bazı şizofreni hastaları da birçok belirtiyle nasıl başa çıkacağını biliyor ve günlük yaşamlarını
sürdürebiliyor. Bu süreçte ailesinin ve arkadaşlarının desteği oldukça önemli oluyor.
Yapabilecekleri konusunda hastaları tekrardan cesaretlendirmek konusunda yardımcı
olabilirler. Hastanın diğer insanlarla iletişim halinde olmasına izin verilmesi gerekmektedir.
Sosyal ortamlara, kendini geliştirebilecekleri aktivitelere katılmalarını sağlamak önemlidir.
Tek başına aktivite yapabileceğini bilmesi özgüven verir ancak hastanın sevdiklerinin de
onunla vakit geçirmesi oldukça önemlidir. Örneğin birlikte film izlemek, dışarı çıkıp yürüyüş
yapmak, hastaya kitap okumak iyi gelebilir. Ancak yapılacak aktivitelere hastanın durumuna
göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu aktivitelere gerçekleşirken hastanın her hareketi
kontrol edilmemelidir. Hastanın özgüvenini etkileyecek davranışların yapılması hastanın
ilerlemesine ve topluma katılmasına engel olabilir. Başarılarının takdir edilmesi de hastanın
motivasyonun yükselmesine destek olmaktadır.
Şizofreni hastalarının bakımında özenli davranmak gerekmektedir. Hastaların bakımı,
rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması birkaç aşamadan oluşmaktadır. Hastaların,
topluma beceri eğitimi, zaman yönetimi, ilaç kullanım takibi, aile destek programları ve adli/
mali eğitimi ile desteklenmesi gerekmektedir.
Hastanelerin bünyesinde bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkez’lerinde (TRSM) şizofreni tanılı hastaların işitsel varsanılarla baş etme yolları, varsanıların özellikleri ve sosyal destek algısının belirlenmesi amacı ile yapılan çalışmadır (Ercan, Demir, 2019). Toplum ruh sağlığı merkezlerinde şizofreni hastalarını topluma kazanmak için oluşturulmuş birimlerdir. Toplum ruh sağlığı merkezlerinde evlerinden çıkamayan hastaların ilaç kontrolü ve yaşam kalitesine bakılmaktadır. TRSM’lerde psikolog, sosyal çalışmacı, psikiyatrist, psikiyatri hemşiresi, iş-uğraş terapisti, güvenlik görevlisi ve yardımcı personeller bulunmaktadır. TRSM’deki psikiyatristler, genel işleyişten sorumludur. Her hastanın bir danışmanı bulunmaktadır. Bu danışmanlar, hastaları topluma kazanmak için gerekli planlamaları yapmaktadır.

Kısaca, şizofreni hastalarını topluma kazandırmak için yapılabilecek birçok seçenek
mevcuttur. Daha öncede değinildiği gibi şizofreninin kabul edilmesi en önemli destektir.
Sevdiklerinin desteği, hastalığını olumlu etkilemektedir. Toplumu bilinçlendirmek için gerekli
farkındalıkları oluşturmak gerekmektedir.
İlham olması adına bu videoyu da izleyebilirsiniz.
KAYNAK
1- Ercan F, Demir S. Şizofreni tanılı hastalarda yaşanan sorunlar, işitsel varsanılar ve algılanan sosyal
destek. Cukurova Medical Journal 2019;44(1):7-17
2- Kılıçoğlu A. Şizofreni hastaları için bakım, rehabilitasyon ve topluma kazandırma projesi. Anatolian
Journal of Psychiatry 2008; 9(suppl.1):65-68
3- Vural F, Köroğlu M.A. Şizofreni Hastalarının Sosyal Yaşamları ve Sosyal Hizmet İlişkisi: Kütahya İli
Örneği. Optimum Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2020, 7(2), 653-668

Yazar
Şilan Sönmez
Birisi “BİZ DE VARIZ! Şizofreni Hastalarının Topluma Kazandırmanın Önemi” üzerinde düşündü