ROMANTİK İLİŞKİLERDE KISKANÇLIK

  “Kıskançlık duygusunu tanımayan bir kişi bulmak imkansızdır.” desek çok da abartılı bir ifade kullanmış sayılmayız. Çünkü kıskançlık duygusu ortak insani duygularımızdan biridir. Kimilerimizde nadiren, kimilerimizde sıklıkla, bazen düşük bazen de genel ruh halimizi etkileyecek bir seviyede bu duygu hayatımızda zaman zaman yer bulur. Bazı zamanlarda ise içinde bulunduğumuz bu duyguları partnerimizle paylaşma ihtiyacı hissederiz. Peki kıskançlığın ne kadarı sağlıklıdır? Bunun bir ölçüsü var mıdır? Tam olarak neler kıskançlık sayılır?  Kıskançlık duygusunu ilişkideki güven ve iletişime zarar vermeden sağlıklı bir şekilde ifade etmenin yolları nelerdir? Gelin hep beraber bu sorulara bir göz atalım.

NEDEN KISKANIYORUZ?

  Öncelikle şunu söyleyebilirim ki bu duygu da tıpkı diğer duygular gibi evrim basamaklarını teker teker çıkarken bize fayda sağladığı için binlerce yıldır insanoğluna eşlik etmiş bir duygudur. Bu evrimsel temelin nasıl bir fayda sağladığına dair yaygın teorilerden biri kıskançlık duygusunun insanların aldatma olasılığını savuşturduğu için ilişkileri korumak üzere evrimleştiğini söylüyor.

NE ZAMAN KISKANIYORUZ?

  Partnerimiz ilişkiyi tehlikeye atan bir flörtleşme içinde veya bizi aldatıyor olsun ya da bunların hiçbiri olmasın yine de kıskanma duygusu ilişkilerde çok yaygındır.

KISKANÇLIĞIN SAĞLIKLI VE SAĞLIKSIZ HALLERİ NELERDİR?

  Kıskanç bir insan, dendiğinde çoğumuzun gözüne hoş bir insan görüntüsü gelmez. Genelde ilişkisi hakkında güvensiz hisseden, kaygılı, kontrolcü, sinirli ve sahiplenen bir partner gözümüzün önüne gelir. Ancak araştırmalar gösteriyor ki sağlıklı düzeyde kıskanan bir partner, ilişkiye daha tutkuyla yaklaşan, ihtiyaçları ve sınırları belirlemeye daha istekli olan ve güven temeli oluşturmak isteyen biri de olabilir.

  Tabi ki burada sağlıksız kıskançlığın ne olduğunu da belirtmek önemli. Kıskançlığın takıntı denebilecek boyuta ulaşması, zaman zaman duygusal istismara ve hatta şiddete dönüşmesi tamamen sağlıksız bir seviyede olduğunun göstergesidir. Sağlıklı kıskançlık da duygusal bir istismar söz konusu değildir.

  Araştırmalara göre partnere karşı artan aşk duygusu, ilişkide artan stabilite ile kıskançlık arasında bir ilişki vardır. Bu da kıskançlığın bazen ilişkinin sağlıklı bir bileşeni olabileceğini, olumlu bir şekilde ifade edildiğinde ilişkinin niteliğini ve ömrünü artırabileceğini gösteriyor.

SADAKATSİZLİK İLE KARŞILAŞIRSAM NE YAPMALIYIM?

  Eğer ilişkinizde partnerinizin başka biriyle gizli bir ilişkisi olduğunu düşünüyorsanız bu durum bu yazıda ele alınan kıskançlıktan daha fazlasıyla karşı karşıya olduğunuzu gösterir. İlişki sınırlarının aşıldığını size düşündürecek nedenlerin var olması durumunda, kıskançlık üzgün hissetmeye ve kalp kırıklığı yaşamaya neden olur. Bu konuyu kendinize saygılı bir biçimde nasıl çözümleyeceğinize odaklanmanız çok önemlidir. Bir arkadaş ya da terapist desteği bu dönemde size çok yardımcı olacaktır. Bu durumla başa çıkarak ilişkiye devam edilmek isteniyorsa çift terapisine başvurmak bu konuda size destek sağlayacaktır.

KISKANÇLIĞI NASIL İFADE EDECEĞİM?

  Kıskançlık duygusu içinde olduğumuzu biraz iç gözlem ile fark etmek mümkündür. Bunu fark ettiğimizde içimizde saklamak çoğu zaman sağlıklı değildir. Bu duyguyu partnerimize agresif bir şekilde yansıtmak veya onunla bu şekilde paylaşmak da sağlıklı değildir. Yapılacak en doğru şey bu duyguları dürüst, dolaysız ve sakin bir şekilde partnerimizin sınırlarını ve duygularını zedelemeden onunla konuşmaktır.

  Bu duyguyu fark ettiğimizde yapılacak olan ilk şey iç gözlem yapmaktır. Çoğu kez kıskançlık, düşük özgüven, güvensizlik ve kaygı duygularını yoğun yaşadığımız zamanlarda bizi daha kolay ele geçirir. Ayrıca araştırmalara göre güvensiz bağlanma tarzı, romantik bir ilişkide kıskançlık yaşama olasılığını artırır. Bunu fark etmemizi olumlu bir yere evirip kendi üzerimizde çalışmak için kullanabiliriz. Kaygı ve güvensizlik duygularımızla öncelikli olarak çalışabiliriz. Kıskançlık duygularımızın nasıl tetiklendiğini ve altta yatan olası nedenleri fark etmek konusunda zorlanıyorsanız meditasyon egzersizleri ve bir terapistten destek almak işinizi kolaylaştırabilir.

  Partnerimizle duygularımızı konuşmaya karar verdiğimiz noktada ise stabil ve dingin bir ruh halinde olmak ve ne konuşacağımızı önceden planlamak bizi duygusal dalgalanmalara ve konuşmanın istemediğimiz bir yöne gitmesine karşı bizi koruyacaktır. Partnerimizle konuşurken suçlayıcı bir dil kullanmamaya, mümkünse sadece kendi endişelerimizi ve duygularımızı paylaşmaya dikkat etmeliyiz. “Sen” dili değil “ben” dili kullanmak etkin bir iletişimin anahtarıdır.

  Konuşma sırasında siz ne kadar özenli bir iletişim kursanız da söyledikleriniz partnerinizde farklı duyguların yükselmesine sebep olabilir. Bu durumda sabırlı ve anlayışlı olmak çok değerli olacaktır. Savunmaya geçebilirler, üzgün veya kızgın hissedebilirler. Kendi duygularınıza şefkatli olduğunuz gibi partnerinize karşı da bu şefkati gösterin ve duygularının dışarı çıkmasına izin verin.

 Her ilişkide bu duyguların çözümlenmesi için farklı aksiyonlara ihtiyaç olabilir. Kimilerinde sadece konuşmak bile iyi gelirken, bazı ilişkilerde partneriniz belki sizi kıskandıran hareketlerinde değişikliğe gidecektir. Bu konuşma ilişkideki sınırları ve kuralları belirlemek için de bir fırsat olabilir.

  Bazen de ne yaparsanız yapın bu konuşmalar umduğunuz gibi gitmez ve ilişkinin iyiliğine hizmet etmezse çift terapisini düşünebilirsiniz. Çünkü kıskançlık güçlü ve zor bir duygudur. Çift terapisi etkili iletişim, duyguların sağlıklı ifadesi, ilişkide mevcut sorunları anlama ve güveni geliştirme konusunda size destek sağlayacaktır.

Kaynaklar

Attridge, M. (2013). Jealousy and Relationship Closeness: Exploring the Good (Reactive) and Bad (Suspicious) Sides of Romantic Jealousy. SAGE Open, 3(1).

Marín, R., Christensen, A., Atkins, D. (2014). Infidelity and Behavioral Couple Therapy: Relationship Outcomes Over 5 Years Following Therapy. Couple and Family Psychology: Research and Practice, 3(1):1-12.

Martínez-León, N. C., Peña, J. J., Salazar, H., García, A., & Sierra, J. C. (2017). A systematic review of romantic jealousy in relationships. Terapia Psicológica, 35(2), 203–212.

Yazar

Ayşe Kaplanlıoğlu

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: