Psikodinamik Terapi: Kırmızı Hapı Seçmek

“Mavi hapı alırsan hikâye biter. Yatağında uyanırsın ve istediğin şeye inanırsın. Kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın. Ben de tavşan deliğinin gittiği yerleri sana gösteririm”

Morpheus, Matrix

Matrix 1999 yılında sinemalarda gösterime girdiğinde bütün dünyayı kasıp kavurdu. Yalnızca zamanını aşan görüntüler ve enfes müzikleriyle değil, aynı zamanda zihinlerde tomurcuklanmaya başlayan fikirleriyle de küçük çaplı sarsıntılara yol açtı. O meşhur sahnede ise Morpheus, Neo’ya iki seçenek sunar: Ya mavi hapı seçip konfor alanında kalmaya devam edersin ya da kırmızı hapı seçip kendin hakkındaki gerçekleri öğrenme potansiyeli gösterirsin.

Psikodinamik terapi sürecine girmek, kırmızı hapı seçme cesaretini göstermektir. Konfor alanının dışına adım atmak, kendi içindeki gerçeği bulma yolculuğuna çıkmaktır. Bu yolculuğun bir durağı bilinçdışıdır; tıpkı tozlu bir tavan arasına benzeyen gizemli bilinçdışı…Paketlenmiş arzular, unutulmuş düşler, rafa kaldırılmış çocukluk, üzeri örtülen korkular ve koliler dolusu anılar…Seanslar boyu yolculuğumuz devam eder ve rüyalar geçidine gireriz. Freud, “Bilinçdışına giden kral yoludur rüyalar” der. Rüyaların motifleri anılarımızdan, desenleri düşlerimizden, renkleri korkularımızdan beslenir. Nasıl ki yapboz parçaları bir araya gelmediğinde bir anlam üretemiyorsa, rüyalarımızın kendisine has bileşenleri da tek başına bir anlam vaat etmez. Ancak o parçaları bir araya getirdiğimizde bütün resmi görebiliriz – ne anlatmak istiyor bu rüyalar bizlere? Bilinçdışı sesini duyurmak istiyor belki de sizlere.  

Zordur dinamik terapinin yolcusu olmak. Kendi gerçekliğimizle tanışmak, engebeli bir patikadan geçer. Çukurlar vardır bu yolda, çoktandır üstünü örttüğümüz. Tümseklere toslar, hayal kırıklıklarına basarız. Kalbimizde yara bandıyla kapadığımız yaraları kanatır, derinlere gömdüğümüz duyguları eşeleriz. Ancak bu yolda kaçtıklarımızla yüzleşmek vardır, farkında olunmayanın farkındalığa getirilişi vardır, iç dünyamızın definesinin keşfedilmesi vardır. Hayatımızda kendini tekrar eden pek çok döngünün bitişi, kilitli duyguların özgürlüğe kavuşması, anlamsız görünen düşüncelerin deşifresi mevcuttur. Bu çetrefilli yolculuğun varış noktası ise içgörüdür: Kırmızı hapın gösterdiği çıplak gerçekliğe karşı perspektif, derin bir kavrayış ve farkındalık kazanmaktır.

“Kendini bilmek anahtardır. Bu anahtar yoksa, başka bilgilere sahip olmanın hiçbir anlamı yoktur.”

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: