2021: Kitaplarla Yıla Bakış

Bu yılın başında bir kapının üzerine boş bir kâğıt astım. Sırasıyla aile üyelerimizin adını yazarak herkesten yıl içerisinde okuduğu kitapları bu kâğıda yazmasını istedim. Zihnimiz zamanla yeni karakterlerin isimleri, öyküleri ve dönüşümleri ile dolarken, bu boş kâğıt da çeşitli renklerde kelimelerle dolmaya başladı. Öyle ki, yıl sonuna yaklaşırken kelimeler dolup taştı; bazı kitaplar kendilerine zor yer buldular. 

Gözlerimi listedeki isimlerin üzerinde tek tek gezdirirken, bazı kitapları yeniden açıp sayfalarına dokundum. Özlediğim bazı karakterler varmış; onlarla selamlaştık. Bazen psikolojinin derin sularına dalmışım; psikotik bir zihinden kendi benliğini arayan insan doğasına, psikoterapi koltuğundan nörobilişsel süreçlere uzanmışım. An gelmiş; ruhum seyahat özlemi çekmiş ve kendimi Semerkantta Ömer Hayyam ile yollarda bulmuşum. Çıktığım yollarda bazen kutsal şamdanın izinde, bazen harikalar diyarında yahut dehşet salmış bir vadide yürümüşüm. Zaman makinesine binmiş, ilk insanların topraklarında dolaşmış, Yahuda İskariot ile tanışmış, Doktor Ox’un deneyine maruz kalan kasabayı görmüşüm.

Çok ilginç insanlar tanımışım bu yıl: Rüyaları sebebiyle vejetaryen olan bir kadın, İstanbul sokaklarında ötekileştiren dört birey, yaşlı bir adam olarak doğup bir bebek olarak ölerek hayata meydan okuyan bir acayip adam ve karanlıkla ışığı aynı bedene sığdırmış bir kişi… Bir insanın kendi idamı öncesi yaşadıkları duygular bende bir dalga yaratırken, gurur ve önyargı adı verilmiş iki duygunun gücüne dair içimde bir hayranlık uyanmış.

Evrende yalnız mıyız? sorusunun peşinde geçiren kadın bana bitmek tükenmez umuduyla ilham verirken, hangi suç ile itham edildiğini bile bilmeyen adamın ıstırabı derinden yaralamış. Terapist koltuğunda otururken Yalom ile platonik bir aşkı infaz ettik, Budayıcıoğlu ile narsist bir bireye karşı duygularımız antipatiden sempatiye dönüştü, Mehmet Sungur hocamızla romantik ilişkilere farklı bir mercekten baktık, Shapiro ile danışanların travmatik yaralarına merhem olacak yeni bir teknik keşfettik.

Benim kendime has bir okuyuş stilim var: İlk psikoloji kitaplarıyla başlar, karşıma gelecek insanlara dair anlayış becerilerimi geliştirmeye çalışırım. Daha sonrasında bir hastanın bana dediği gibi “zihin pinponu”na bir ara verir, beni sürükleyecek hikayelere kaptırırım kendimi. Bu rutinimi de her iki kategoriye de sığmayan ve ufuk açan kitaplarla sonlandırırım. Sanırım bu post’da da bu rutinin canlı bir izini görebiliriz😊

Siz bu kitaplardan hangilerini okudunuz? Hangileri ruhunuzda daha derin bir iz bıraktı?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: